Yaklaşık kırk yıllık bir süre içinde stratejik iletişim, itibar yönetimi ve liderlik koçluğu uzmanlığının yanında CEO ve büyük şirket başkanlarına danışmanlık yapan Kevin Murray, bu deneyimini iş sektöründeki görüştüğü lider kişilerden dinlediği öykülerle birleştirerek, “Liderlik Dili” kitabını okuyucularıyla buluşturmuştur.
Kitabın sayfalarını karıştırmaya başladığımızda karşımıza çıkan ilk konu aslında bir hayli ilgi çekici. 1806 yılı Ekim ayında Napolyon Bonaparte önderliğindeki Fransız kuvvetleri ile III. Friedrich Wilhelm’in daha güçlü Prusya ordusunun karşı karşıya geldiği Jena-Auerstedt Muharebesinde savaşmak için 200.000 asker bulunuyordu. Savaş ortamının askerler üzerinde sebep olduğu gerginlik ve korku, havaya çöken sisle anlamını buluyordu. Napolyon’un askerleri az sayıda olmasına rağmen Prusya ordusuna karşı büyük bir mücadele örneği vererek savaştan zaferle ayrılmıştı.
Savaş sonrası dönemde Prusya askeri felsefecisi Carl von Clausewitz yaşadıkları yenilginin sebepleri üzerine odaklandığında şu sonuca vardı: Prusya askeri o güne kadar hep katı bir emir-komuta liderlik felsefesiyle yönetilmişti. Prusyalı komutanlar en sonuç belirleyici nitelikteki fırsatları kaçırmasına rağmen savaş alanında daha seri ve yaratıcı hareket eden Napolyon’un askerleri, üst komuta kademesine danışmadan en küçük fırsatı bile değerlendirerek kendi başlarına inisiyatif alabilmişti.
Yazar, kitabının ana konusu olan liderliği anlatma serüvenini bu tarihi hadisenin ışığıyla aydınlatmaktadır. Günümüzdeki liderlik ve yönetim anlayışı açısından değerlendirdiğimizde komutanın asıl niyeti aslında iş dünyasında bir anlamıyla “misyon” olarak karşımıza çıkmaktadır. Misyon çizginin tanımı, yönü ve hedefi noktasında oluşturulan kurum kültürü, organizasyonda yer alan herkesin bir anlamda o havayı solumasını sağlamaktadır. Liderden de bu organizasyonda beklenen, cesaret, inandığı şeyler uğruna ayakta kalabilmeyi başarmak ve ekibindeki kişilerin içindeki liderlik yönlerini -ateşin her şeyi kendine dönüştürme özelliğine eş- ortaya çıkarması beklenmektedir.
Kevin Murray ayrıca bu özelliklerin dışında liderin iletişim içinde olduğu tüm ortamlarda ve koşullarda karşısındaki insanın nasıl düşündüğünü, ne hissettiğini ve hangi yönde hareket etmek isteğini bilmesinin çok önemli olduğunu belirtir. Çünkü içinde bulunduğu pozisyon lidere, çalışanlarına hem manevi bir pusula hem de çalışanın içindeki devi uyandırmasına yardım eden bir ilham perisi olma görevini yüklemektedir.
Hollywood senaryo yazarlarının dillerinden düşürmedikleri “Anlatma, göster” sloganındaki kastedilen anlamı, seyirciye başkarakterin cimri olduğu anlatmak yerine bir barda, içki ısmarlama sırası ona geldiğinde tuvalete sıvışırken göstermektir. Seyirciye karakterin cimrinin teki olduğunu günlük hayattaki davranışından anlatılmaktadır. Aynı şekilde liderin davasına tutku duyduğunu sözle değil, davranışıyla göstermesi en etkili yöntemdir.
İşin en başında yapılması gereken hiçbir belirsizliğe ve muğlaklığa sebebiyet vermeden başarının açık ve net resminin çizilmesidir. Çünkü kitapta, insanların tüm zamanının, “acaba liderimiz ne yapmamızı istiyor”, diye fikir yürütmekle geçtiği anlatılmaktadır. Liderin karşısındaki kişiyle bir güven ortamı oluşturması, o kişiye en başta zaman ayırması, onu dinlemesi, anlamaya çalışması ve iyi bir iletişim kurmasına bağlıdır. İyi bir iletişimden kastedilen aslında tek tarafın dinlemediği, kimsenin suçlanmadığı, her iki tarafında birbirine saygı çerçevesinde yaklaşımıyla mümkün olmaktadır.
Emekli Albay ve aynı zamanda Uluslararası Stratejik Araştırmalar konsey üyesi Lord Guthrie’in, “Bana kalırsa liderlik için iletişimde en önemli unsur basitliktir. Ardından söylediklerinize kendiniz de inanmalı ve tabii rotanızdan hiç sapmamalısınız. Aynı mesajı tekrar tekrar yollamanız gerekebilir” şeklinde kısaca konuyu özetlemektedir.
Kıdemli İK profesyonelleri ise geleceğin liderlerinin her şeyden önce bir dizi ayırt edici kişisel özelliğe sahip olması gerektiğinin altını çizer. Bunlar daha çok ilişkiler ve kişiler arası alanla ilgiliydi. Duygusal zekâ sahibi, güvenilir, doğal lider ve iletişimci vasıflarına sahip, vizyoner, insanlara motivasyon ve esin veren, ayrıca aktif ve hırslı insanlar arıyorlardı.
Kevin Murray’nin görüşmelerinin sonunda liderlere yönelttiği “bugün anlattıklarınız arasından tek bir noktayı öne çıkarmak isteseniz, ne olurdu?” sorusuna verdiği yanıtlar şu şekildedir:
5.sırada %9 oyla liderlerin iyi bir iletişimci olmasının hayati önemine vurgu yapılmıştır.
4.sırada %11 oyla liderlerin sürekli ortalıkta dolaşıp insanlarla aralıksız sohbet ederek görünür olması gerektiği ifade edilmiştir.
3.sırada %14 oyla liderlerin gerek insanları dinleme açısından gerekse doğru mesajlar hazırlama açısından izleyici kitlesine odaklanması gerektiğini söylenmektedir.
2.sırada %20’oyla vizyonunuzu, değerlerinizi ve misyonunuzu etkin bir biçimde iletmenin gerekliliği üzerinde durulmaktadır.
1.sırada %45 oyla ifade edilen en önemli husus, gerçekten iyi bir iletişimci olmak için önce kendinize bakmanız gerektiğidir.
Modern dünyanın şeffaflaşması ve iletişimin her alanda öneminin artmasıyla günümüz liderlerinden çalışanlarıyla ve karşılaştıkları sorunların tümüyle ilgili olarak iletişimi kesintisiz sürdürmeleri gerektiğine kitapta yer verilmektedir.
Son olarak özetlemek gerekirse hayatın tüm dinamikleri, içimizdeki dünyanın bir yansıması ve görüntüsü olarak karşımıza çıkmaktadır. Çözmek için uğraştığımız tüm problemlerde ve uyum sağlamak için attığımız her adımda karşımıza çıkan tüm zorlukları kendi iç dünyamızdan ayrı tutmadan değerlendirmemiz gerekir. Olayları ve problemleri kendi bütünlüğümüze dahil ederek çözebiliriz. Bunun için İlk adım önce kendimiz inanmak ve bu doğrultuda hareket etmektir. Bu tür liderlerin çoğunlukta olduğu organizasyonlarda, çalışanların işine bağlı, zoraki bir şekilde çalışmayan, kendi isteğiyle fazladan gayret gösterdiği görülecektir. Oluşan bu sinerji, aynı frekansa sahip ışık demetlerinin oluşturduğu lazer ışığına benzeyen bir keskinliğe, yüksek enerjiye ve güce ulaşacaktır.
“Sahicilik ışıltılı ve akıcı bir sunumdan daha etkilidir. Kendiniz olun. Rol yaparak lider olunmaz.”
• Kevin Murray – Liderlik Dili Başarılı CEO’ların İletişim Sırları
• Türkiye İş Bankası – İş Yönetimi
• 358 Sayfa
• Çeviri: Ümit Şensoy